Çin Dövüş Sanatlarının Özeti ve Çağrışımları
Kungfu ve Wushu, Çin dövüş sanatları ile eş anlamlı hale gelmiş popüler terimlerdir. Ancak, Çin terimleri kungfu ve Wushu çok farklı çağrışımlara sahiptir. Halk arasında, kungfu herhangi bir bireysel başarıya veya geliştirilmiş beceriye atıfta bulunur. Buna karşılık, Wushu genel dövüş faaliyetlerini ifade eden daha kesin bir terimdir.
Tarihsel Kökenler ve Gelişim
Çin dövüş sanatlarının kökenleri, eski Çin'de öz savunma ihtiyaçlarına, avcılık faaliyetlerine ve askeri eğitime dayanır. El ele dövüş ve silah kullanma pratiği, Çinli askerlerin eğitiminde önemli bileşenlerdi. Sonunda, Çin dövüş sanatları Çin kültürünün önemli bir unsuru haline geldi.
Yin ve yang'ın zıt fikirlerine dayanan ve "sert" ve "yumuşak" tekniklerin entegrasyonunu içeren dövüş sanatları teorileri, İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'nin yıllıklarında kaydedilmiştir.
Dövüş sanatları Çin felsefesinde de bahsedilir. Zhuangzi'de, bir Taoist metin olan, dövüş sanatlarının psikolojisi ve pratiği ile ilgili pasajlar bulunur. Genellikle Laozi'ye atfedilen Tao Te Ching, dövüş sanatlarına uygulanabilir ilkeler içeren başka bir Taoist metindir.
Sun Tzu tarafından MÖ 6. yüzyılda yazılan Savaş Sanatı, doğrudan askeri savaşla ilgilenir ancak Çin dövüş sanatlarında kullanılan fikirler içerir. Bu örnekler, zamanla Çin dövüş sanatlarıyla ilişkilendirilen fikirlerin, gelişen Çin toplumu ile değiştiğini ve zamanla felsefi bir temel kazandığını gösterir.
Dövüş Sanatları Tarzlarının Çiçeklenmesi
Bugün uygulanan dövüş sanatları stilleri, yüzyıllar boyunca, daha sonra ortaya çıkan formları içerecek şekilde geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları Bagua, Sarhoş Boksu, Kartal Pençesi, Beş Hayvan, Maymun, Peygamber Devesi, Fujian Beyaz Turna ve Taijiquan'dır.
Günümüz Etkisi ve Önemi
Çin dövüş sanatlarının günümüzdeki görünümü, 1912-1949 yılları arasındaki olaylardan büyük ölçüde etkilenmiştir. Qing Hanedanlığı'nın düşüşü ve Japonya karşıtı işgal arasındaki geçiş döneminde, birçok dövüş sanatçısı sanatlarını açıkça öğretmeye teşvik edildi. O dönemde, bazıları dövüş sanatlarını ulusal gururu teşvik etmenin ve ulusun sağlığını iyileştirmenin bir yolu olarak gördü. Sonuç olarak, birçok dövüş sanatı eğitim kılavuzu yayınlandı ve Çin genelinde ve çeşitli denizaşırı Çin topluluklarında birçok dövüş sanatı derneği kuruldu.
1910 yılında Huo Yuanjia tarafından kurulan Jing Wu Atletik Derneği, Çin dövüş sanatlarında sistematik bir eğitim yaklaşımını teşvik eden organizasyonlara örnektir.
1936'da, Berlin'deki 11. Olimpiyat Oyunları'nda, bir grup Çinli dövüş sanatçısı sanatlarını uluslararası bir izleyici kitlesine ilk kez sergiledi. Sonunda, bu olaylar dövüş sanatlarının bir spor olarak popüler görüşüne yol açtı.
Çin Wushu'sunun pratiği, özgüven, öz savunma, fiziksel uygunluk, tıbbi rehabilitasyon gibi birçok fayda sunar. Güç, çeviklik ve zekayı kullanan bir spordur. Bugün Çin'de askeri ve polis eğitim programlarında çeşitli stillerden teknikler kullanılmaktadır.
Wude: Çin Dövüş Sanatlarının Ahlaki Çekirdeği
Geleneksel Çin dövüş sanatları okulları, ünlü Shaolin rahipleri gibi, dövüş sanatlarını sadece bir öz savunma veya zihinsel eğitim aracı olarak değil, bir etik sistemi olarak da ele alırdı. Wude, "dövüş ahlakı" olarak çevrilebilir ve iki Çin karakterinden oluşur: "Wu", dövüş anlamına gelir ve "de", dövüş ve ahlak anlamına gelir.
Wude iki yönle ilgilenir: "eylem ahlakı" ve "zihin ahlakı". Eylem ahlakı sosyal ilişkilerle ilgilidir; zihin ahlakı ise duygusal zihin ile bilgelik zihni arasındaki içsel uyumu geliştirmeyi amaçlar. Nihai hedef, hem bilgelik hem de duyguların birbiriyle uyum içinde olduğu, aşırılığa ulaşmamak (Taoist Wuwei kavramıyla yakından ilişkili) olarak tanımlanır.
Eylem ahlakı:
- Alçakgönüllülük
- Sadakat
- Saygı
- Doğruluk
- Güven
- Zihin ahlakı:
- Cesaret
- Dayanıklılık
- Sabır
- Azim
- İrade
- (Dövüş Sanatları)= (dövüşü durdur), (beceriler)