Reform ve Dışa Açılmanın Önemi
1978'de Çin, tarihi bir reform ve dışa açılma politikası benimsedi. Reform ve dışa açılma, Çin'de kapalı ve yarı kapalı bir toplumdan her yönden açılmaya ve ekonomik sistemin fakir ve az gelişmiş merkezi planlı bir yapıdan piyasa ekonomisine dönüşmesine yol açan büyük ve başarılı bir tarihi dönüm noktasıdır. Kırk yıllık reform ve dışa açılma, Çin'i köklü bir şekilde dönüştürdü, sadece Çin'in ekonomik ve sosyal ilerleme mucizesine ulaşmasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda küresel kalkınmaya güçlü bir ivme kazandırarak dünya barışına ve kalkınmasına büyük katkı sağladı. Bugün, Çin'in döviz rezervleri, üretim kapasitesi ve uluslararası ticaret hacimleri dünyada bir numaradır.
Son 40 yılda, Çin reform ve dışa açılmaya bağlı kalmış, bunu temel bir ulusal politika olarak görmüş ve diğer ülkelerle işbirliğinde kazan-kazan stratejisi haline getirmiştir. Çin'in reform ve dışa açılma yolculuğunda ilerlemeye devam etmesiyle, ulusal canlanma olan Çin Rüyası'nın gerçekleşeceğine dair her türlü neden vardır. Tarihsel deneyimlere dayanarak, Çin'in gelecekteki yüksek kaliteli kalkınması, ancak aynı politikaya bağlı kalarak elde edilebilir.
Yeni dönemde, reform ve dışa açılma politikası daha da güçlendirilecek, her bakımdan orta derecede müreffeh bir toplum inşa etmede kesin bir zafer kazanılacak ve daha müreffeh ve barışçıl bir dünya sağlanacaktır. Çin şu anda reform ve dışa açılmanın itici gücü olan büyük bir nüfusa sahiptir. Çin halkı, ulusal canlanma olan Çin Rüyası'nın gerçekleşmesine doğru ilerlemektedir. Merkezi hükümet, ileriye giden yolu göstermek için yeni fikirler geliştirmiş ve yeni önlemler almıştır. Bu yeni başlangıç noktasından itibaren, reform ve dışa açılma sadece istikrarlı ilerlemesini sürdürecektir.
Katalizör: Deng Xiaoping'in Güney Turu Konuşmaları
Deng Xiaoping, Çin'in reform ve dışa açılmasının baş mimarıdır. 1992'deki ünlü "Güney Turu" sırasında yaptığı önemli konuşmalar, Çin'i reform ve dışa açılma yolunda daha da ileriye taşıdı.
Çin'i refaha götürmek için Deng Xiaoping, reform ve dışa açılma politikasını önerdi ve Çin'in kapılarını dünyaya açtı. Bu politika ile Çin, diğer ülkelerle aktif olarak ticaret yapmaya, denizaşırı sermaye, teknoloji ve yönetim uzmanlığını çekmeye başladı. Daha fazla yabancı yatırımcı çekmek ve hızlı ekonomik büyümeyi teşvik etmek için bazı özel ekonomik bölgeler kuruldu ve bunlar etkili ve verimli oldu. Çin ekonomisi açılmanın ardından hızla yükseldi.
1992'de Deng Xiaoping, Çin'in gelişimi üzerindeki tartışmalara son vererek ve piyasa ekonomisine yönelik ekonomik sistem reformunun önünü açarak "gelişim mutlak ilkedir" fikrini öneren birkaç geniş kapsamlı konuşma yaptı.
Deng, Çin halkını zihinlerini daha da özgürleştirmeye, daha cesur olmaya ve reform ve dışa açılmayı daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmeye teşvik etti. Deng'in konuşması, Çin'in reform programını rayına oturtmaya yardımcı oldu ve ülkenin ekonomik gelişimi için geniş kapsamlı tarihi öneme sahip olduğu kabul edilmektedir.
Özel Ekonomik Bölgeler: Büyümenin Motorları
Çin hükümeti tarafından reform ve dışa açılmayı teşvik etmek için alınan bazı önemli önlemler vardır ve şüphesiz, Özel Ekonomik Bölgelerin (SEZ) kurulması bunlardan biridir. Çin'in SEZ'leri, yabancı ve yerli şirketlerin Çin'in diğer bölgelerindeki hükümet kontrol ve düzenlemeleri olmadan ticaret yapabileceği ve yatırım yapabileceği alanlardır. Bu alanlar, Çin'de denizaşırı yatırımı teşvik etmek ve ülkenin ekonomik büyümesini artırmak için tasarlanmıştır.
SEZ'ler, Deng Xiaoping'in Çin'i dünyaya açma ve Çin'in küresel sahnedeki yerini sağlamlaştırma çabasının bir parçası olarak 1980'de geliştirildi. 1980'de Çin, Shenzhen, Zhuhai, Shantou ve Xiamen'de özel ekonomik bölgeler kurdu. Bugün Çin'de toplam 7 Özel Ekonomik Bölge bulunmaktadır.
Yeni dönemde, reform ve dışa açılmayı daha da derinleştirmek için, Çin, ekonomik gelişimin daha büyük canlılığını harekete geçirmenin yeni yollarını araştırıyor, böylece piyasa sosyal kaynakların tahsisinde daha önemli bir rol oynayabilir. Bir serbest ticaret bölgesi, ticaret engellerini azaltma rolünü oynayan bir deneydir ve özel ekonomik bölgeler içinde özel bir alandır. Şanghay, 2013 yılında ilk pilot Serbest Ticaret Bölgesi (FTZ) oldu, bunu 2015'te üç ve iki yıl sonra yedi tane daha izledi. Pilot serbest ticaret bölgelerinin kurulması, Çin'in küresel ekonomik gelişme eğilimine uyum sağlamak için daha proaktif bir dışa açılma stratejisi benimsemesinin önemli bir adımını temsil ediyor.
2018 yılında Hainan, Çin'in 12. Serbest Ticaret Bölgesi (FTZ) oldu. Bu, Çin'in küreselleşmeye katılmasına ve daha yüksek bir seviyede açık bir ekonomi haline gelmesine yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Bu nedenle, Hainan FTZ'nin kurulması sadece Hainan eyaletinin ekonomisini iyileştirmekle ilgili değil, aynı zamanda Çin'in genel gelişimine katkıda bulunmak için tasarlanmıştır.
Daha da önemlisi, Hainan FTZ'nin kurulması, Kuşak ve Yol Girişimi'nin (BRI) uygulanmasını kolaylaştırabilir. Güney Çin Denizi, Çin'in uluslararası deniz taşımacılığı için ana arter olarak kabul edilmektedir. Hainan FTZ, Çin'in Pasifik ve Hint Okyanuslarına açılan “ana kapısı” olarak stratejik öneme sahiptir.
1 Nisan 2017'de, Başkan Xi Jinping, Çin'in Hebei eyaletindeki Xiong’an'ı yeşil ve yenilikçi bir şehre dönüştürme planını açıkladı. Xiong’an Yeni Alanı, Çin'in 19. ulusal düzeyde yeni bölgesi ve yeni ekonomik bölgesi olacak. Xiong’an'ın gelişim programı, Çin'in ana iş merkezleri olan Shenzhen ve Pudong'un bir sonraki olabileceği “bin yıllık bir strateji” olarak kabul ediliyor.
Yeni alan, Pekin'in başkent dışı işlevlerini yeniden konumlandıracak. Pekin'deki bazı üniversiteler, hastaneler, iş merkezleri, kamu hizmetleri ve finansal kurumlar bu alana taşınacak. Çin'deki ileri teknoloji endüstrilerinin merkezi olacak. Xiong’an, bilgi teknolojisi, biyoteknoloji ve yeni malzemeler dahil olmak üzere yüksek teknoloji endüstrilerine öncelik verecek. Xiong’an, Çin halkı için “rüya kentsel alanı” örneğini oluşturacak. 2035 yılına kadar yeşillik, zeka ve yaşanabilirlik ile karakterize edilen modern bir şehir olarak geliştirilecek. Hükümet, Xiong’an'da %100 temiz enerjiye ulaşmayı hedefliyor ve bu, yenilenebilir ve düşük karbonlu enerji kaynaklarıyla sağlanacak.
Özel Ekonomik Bölge'nin kurulması, Çin'de reform ve dışa açılmayı derinleştirmek için önemli bir önlemdir ve Çin'in batıyı daha iyi tanıdığı bir penceredir. Reform ve dışa açılmayı daha da ilerletme ve Çin'in Çin Rüyası'nı gerçekleştirme yolculuğunda, özel ekonomik bölgeler daha önemli bir rol oynayacaktır.
Çin: Dünyanın İkinci Büyük Ekonomisi
Reform ve dışa açılma politikasının uygulanmasıyla birlikte, Çin ekonomisi dramatik bir şekilde yükseldi. Son kırk yılda, yıllık ortalama büyüme oranı %9'un üzerinde tutuldu ve Çin'in dünya ekonomisindeki payı 1978'de %1.8'den 2017'de %18.2'ye yükseldi; Çin'in GSYİH'si 224 kat arttı ve dünyada ikinci sırada yer aldı.
Çin, reform ve dışa açılmanın başlatılmasından, özellikle de 2001'den itibaren Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edilmesinden büyük ölçüde faydalandı. Reform ve dışa açılma, Çin halkının zihniyetini yeniden şekillendirdi ve ülkeyi hızlı ekonomik büyüme yoluna soktu. Bu arada, Çin dünya ekonomik büyümesine büyük bir katkı sağlayıcı haline geldi. Dünya Bankası'nın istatistiklerine göre, 2002'den bu yana Çin'in yıllık büyümesi dünya ekonomik büyümesine %30'dan fazla katkıda bulundu.
